Türk futbolu nereye koşuyor?

Süper Lig’in tadı iyice kaçtı… Saha içinden çok saha dışını konuşmaya başladık. Temaşa oyunu futbolun güzelliklerine şahit olmak istiyoruz, ancak keyfimize her hafta limon sıkılıyor. Hakem Halil Umut Meler’e yapılan yumruklu saldırı, İstanbulspor başkanının Trabzonspor maçında takımını sahadan çekmesi ve son olarak Trabzonspor-Fenerbahçe maçı içinde ve sonunda yaşananlar… Daha önce rastlamadığımız olayları üzülerek müşahade ediyoruz.

Yöneticilerin ezeli rakiplerine yönelik suçlamaları, dijital platformdaki bazı ‘amigo’ tipi yorumcuların fütursuz açıklamaları, ister istemez taraftarlara da sirayet ediyor. Futbolumuz cadı kazanına döndü. Komplo teorileri iyice rağbet görmeye başladı. Yok efendim neymiş ‘Size karşı kedi, bize karşı aslan kesiliyorlar.’ Suçlamalar gırla gidiyor. Resmi sitelerden yapılan göndermeler… İşin artık çivisi çıktı. Kulüpler yay gibi gergin.

Merkez Hakem Kurulu’na duyulan güven neredeyse sıfırın altında. Her kulüp maçlardan sonra hakemlerden dert yanıyor, şekva ediyor. ‘Yabancı hakem’ önerisi yüksek sesle konuşulmaya başlandı. Futbolumuzun marka değeri gün geçtikçe eriyor. Böyle giderse bir sonraki yayın ihalesine girecek şirket bulunamayacak. Durumun ne kadar vahim olduğunu anlamak için Trabzonspor-Fenerbahçe maçının dış basındaki yansımalara bakmamız yeterli.

Kalan haftalarda kulüp yönetimlerinin tansiyonu ve gerilimi düşürecek açıklamaları yapmaları elzem. Hepimiz aynı geminin içindeyiz. Zira gemi iyice su almaya başladı, bu gidişle maalesef sulara gömülmesi yakındır.